Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri

Hayrünnisa Gül iyi mantı açar

Söyleşi

Mehmet Yaşin'in Nazlı Ilıcak'la yaptığı söyleşi, Türk ünlülerinin mutfak sırlarına ışık tutuyor...

Nazlı Ilıcak yemek yapmayı beceremiyor ama misafir ağırlamayı da misafir olmayı da çok seviyor. Onunla Tansu Çiller’den Süleyman Demirel’e; Abdullah Gül’den, Recep Tayyip Erdoğan’a kadar siyasilerin ev ve sofra hallerini konuştuk.- Çocukluğunuzdaki evinizin yemek ortamı nasıldı?- Biz Ankara’da doğduk. Babam yüksek bürokrattı. Annem hep sefaretlerle ilişki kurmuş, onların sofrasını, mutfağını görmüş. Mesela misafir geldiğinde masanın ortasına çiçek konulur, gümüş şamdanlar, mumlar... Babam 1904, annem 1914 doğumlu olduğuna göre o zaman ve Osmanlıyla, sarayla pek bir ilişkileri olamayacağına göre tamamen Batı’dan almışlar bu adeti.
- Ailenizin evinde verilen davetlerden neler hatırlıyorsunuz?
- O dönem tiyatro, opera meselesi çok önemliydi, bizi sürekli tiyatroya, operaya götürürlerdi. Bizim evde de sanatçılar olurdu, mesela Belkıs Oran gelirdi, Leyla Gencer annemin dostuydu.
- Yemek konusunda iştahlı bir çocuk muydunuz?
- Önüme konulanı belirli ölçüler dahilinde yerdim. O zaman içli köfte, kubbe biçiminde yapılırdı. ıçli köfteye bayılırdım. ınce açılmış olması ve içinin malzemesi çok önemliydi.

CEZAEVİNDE AÇ KALDIM
- Gençlik yıllarınızda cezaevi ile tanıştınız, orada nasıl beslendiniz?- Ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Orada çok büyük bir beslenme sorunu vardı. Kendime yemek hazırlayayım falan alışmamışım. Sabah kalkıyorsun problem daha o sırada başlıyor. Yemek dağıtılan yerin önünde uzun bir kuyruk... ıki saat sonra uyduruk korkunç bir şeye kavuşuyordun. Bir de ‘ekmeğin içine şap koyuyorlar’ diye bir söylenti çıktı, ayyyy bana bir fenalık geldi. Bu şap dedikodusundan sonra ekmeği ağzıma almadım.
- Siz mutfağa ne zaman girdiniz? İlk pişirdiğiniz yemeği hatırlıyor musunuz?
- Şimdi ayıp bu söyleyeceğim ama ben mutfağa hiç girmedim. İsviçre’de okurken evde kalıyorduk, sözüm ona yemek pişiriyorduk, neydi derseniz; sosis alıyorduk, kaynatıyorduk yanına da salata gibi bir şey yapıyorduk. Hep sosis hep sosis yiyorduk, bir de konserve... Pek güzel yemek pişirdiğim söylenemez. Mutfağa, misafire bayılırım ama çok üzgünüm ki yemek yapamıyorum.
- En çok sevdiğiniz ve sevmediğiniz yemekler hangileri?
- Ben genelde çok yemek severim ama alaturka, yani alıştığım yemekleri severim. Avrupa tipi soslu yemekleri çok sevmiyorum. Bir de istiridyeyi, kaz ciğerini yiyemem. Balık çok severim, eti pek sevmiyorum. Ama mesela Paris’te yapılan soslu antrikota, yanında bol kızarmış patatese bayılıyorum. Balığın tavada pişmişini severim, gümüşün, hamsinin, tekirin tavasına bayılırım. Sağlık nedeniyle pek yediğimiz de söylenemez doğrusu. Böreğe bayılırım, simit ve yanında kaşar peynirini çok severim.

YAZARKEN ALTIN ÇİLEK ATIŞTIRIRIM
- Yazı yazarken bir şeyler atıştırıyor musunuz?- Kahve, çay içerim, bir de meyve yerim. Kahvemin yanında koyu renk kayısı ya da altın çilek severim. Çikolatayı tercih etmeme rağmen onu değil bunları yiyerek tatlı arzumu tatmin ediyorum. Nar zamanı mutlaka nar yerim, nar olmadığı zamanlar portakalın yüzüne bakarım. Portakalı dörde böldürür, kabuğuyla birlikte ısırarak yerim.
- En çok hangi siyasetçinin sofrasını seversiniz?
- Tansu Çiller ile öyle bir ilişkimiz oldu, evlerine gidip gelme açısından. Onun ikramı iyidir, misafirlere de özen gösterir. Süleyman Demirel derseniz, öyle evinde ziyaretine çok gitmişliğim yok, bir kere kahvaltıya gitmiştim. Hayrünnisa Gül’ün sofrası çok çok iyidir. Kayserili ya, bütün Kayseri yemeklerini yapmasını bilir. Abdullah Gül’ün evinde daha çok Kayseri mutfağı hakimdir ve çok lezzetlidir. Hayrünnisa Hanım çok güzel mantı yapabiliyor. Erbakan misafirini kapılara kadar geçirirdi. Bir kere de Tayyip Erdoğan’ın evine gittim. Genel başkandı o zaman. Emine Hanım çayı hazırlamış, masayı donatmış, o da çok meraklı bir insan.
- Peki sizin verdiğiniz davetler...
- Ben çok fazla insan davet etmekten hoşlanıyorum, sayıyı dar tutamıyorum. Sen de gel, sen de gel oluyor, misafir geldiğinde içimi bir sevinç kaplıyor. Davet olduğunda etrafı kontrol etmekten evde yemek yiyemem. Kalabalık davetlerde mönü klasiktir: Fırında kuzu, iç pilav, bir-iki çeşit börek, kapsamlı salata (kayısılı, avokadolu), kuru fasulye, pilav, karides güveç yaptığımız da olabiliyor. Çerkez tavuğu ve mantı da ikram ediyoruz.

BARLASLAR VE TAMERLER’E MİSAFİR OLMAK BİR ZEVK
- İyi yemek yapan kişiler sizi etkiler mi?- İyi ikram eden, iyi yemek yapan kişiler tabii ki hoşuma gider. Bazı evler var güzel yemek yiyorsunuz mesela Canan-Mehmet Barlas, Rauf-ılkay Tamer... Onlar da misafirden çok hoşlanırlar, onlara gitmekten zevk alırım. Bilge Soyak yemeğe çok özen gösteren bir hanımdır, çok lezzetli yemekler yapıyor.
- Erkekler neden mutfaktan kaçar?
- Bazı erkekler bunun tersine, mutfağı, özel bir şeyler yapmayı seviyorlar. Ama bazılarını da anneler farklı yetiştiriyor, “Benim oğlum erkek adam, mutfağa girmez, onu yapmaz” gibisinden. ıtiraf edeyim, oğlum Mehmet Ali’yi mutfakta gördüğüm zaman benim de içime bir üzüntü girmişti.

SABAHLARI GECEDEN İÇİNE CEVİZ ATTIĞIM SUYU İÇİYORUM
- Hangi yörelerin yemekleri ağzınızı sulandırır?- Ben kebap seviyorum, etin en lezzetli hali ama sağlıklı beslenmenin dışına çıkıyor. Kızarmış patatesi çok severim ama onun tadını unuttum diyebilirim. Antep yemeklerini severim.
- Tatlı ve sakatatla aranız nasıl?
- Paça, ciğer hiç sevmem, işkembe yemem. Tatlıyla aram iyidir, yiyebilsem ne tatlılar yerim. Tahin helvasına bayılırım, balıktan sonra bir kalıp tahin helvası yiyebilirim mesela. Onun haricinde üzerinde frambuaz sos veya kavrulmuş fındık olan sakızlı muhallebiye bayılırım. Çikolata sufleyi, çikolata esaslı tatlıları severim. Fıstıklı baklava da çok güzeldir, yesen bir türlü, yemesen bir türlü. Künefeye de bayılırım.
- Bir günlük beslenme programınız nasıl?
- Sabah kahvaltısına önem veriyorum, sabah kahvaltısından kısabilsem daha kolay zayıflayabileceğim. Bir gece öncesinden suyun içine ceviz koyarım, kolesterole büyük faydası var. Kahvaltımda mutlaka beyaz peynir, en alâsından bal, onun haricinde domates, salatalık, maydanoz gibi şeyler olur. ıki dilim ekmek yiyorum. Belediyenin doğal ekmeği var, onu kızartırım. Antakya’dan yeşil zeytin geliyor ondan yiyorum. ıki bardak da çay içiyorum, bayat çay asla içemem, ben kalkınca hemen çayı demlerler. Öğle yemeğinde; enginar zamanı, enginar salatası yiyorum. Balık da yiyorum, deniz levreği ya da fırında somon... Haftada bir gün tavada yağsız bonfile.
- Favori yemek mekânlarınız?

- Del-mare’yi çok severim. Bir kere balıkçıları daha çok sevdiğimi söyleyeyim mesela Kıyı, ıskele çok güzeldir, Uskumru çok lezzetlidir, kebapçıya gitmem. Meksika lokantaları çok güzel olmaya başladı. Tansu Çiller’in oğlunun Atiye Sokak’ta açtığı Hardal diye bir yer var, çok güzel. Ulus 29’da da köfteler çok güzel, Park şamdan kalitesini hiç bozmayan bir yer, servisi, yemeği çok güzel.
Mehmet Yaşin - Hürriyet
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.